İzin Tecavüzü Suçuyla TSK İlişiği Kesilen Personel Hakkında
Kara Kuvvetleri Komutanlığında görev yapmakta iken, izin tecavüzü suçu nedeniyle TSK’den ilişiği kesilen hakkında Askeri Ceza Kanunu uyarınca hazırlanan iddianame süreci devam eden kişinin araştırma görevlisi olarak atanması hakkında görüş istenmiştir.
Mülga devlet personel başkanlığı tarafından verilen görüş yazısını birlikte inceleyelim.
Bilindiği üzere, 11/10/1983 tarihli ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun "Öğretim elamanlarının sınıflandırılması " başlıklı 3 üncü maddesinin (C) fıkrasında; "Öğretim yardımcıları sınıfı:
Bu sınıf , araştırma görevlileri ile uzman, çevirici ve eğitim öğretim planlamacılarından oluşur…" hükmüne, "Uygulanacak diğer kanun hükümleri" başlıklı 20 nci maddesinde ise; "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun " Tanımlar" başlıklı 3 üncü maddesinde; "p) Öğretim Yardımcıları: Yükseköğretim kurumlarında, belirli süreler için görevlendirilen, araştırma görevlileri, uzmanlar, çeviriciler ve eğitim öğretim planlamacılarıdır.
…
t) Lisans Üstü: Yüksek lisans ve doktora ile tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık ve sanatta yeterlik eğitimini kapsar ve aşağıdaki kademelere ayrılır." hükmüne, "Araştırma görevlileri, uzman, çevirici ve eğitim öğretim planlamacıları" başlıklı 33 üncü maddesinde ise; "Araştırma görevlileri, yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim yardımcılarıdır . Bunlar ilgili anabilim veya anasanat dalı başkanlarının önerisi, Bölüm Başkanı, Dekan, enstitü, yüksekokul veya konservatuvar müdürünün olumlu görüşü üzerine rektörün onayı ile araştırma görevlisi kadrolarına en çok üç yıl süre ile atanırlar; atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. Bunlar aynı usulle yeniden atanabilirler…" hükmüne yer verilmiş olup, anılan Kanunda araştırma görevlilerinin atanmalarında aranacak genel şartlara yer verilmemesi nedeniyle, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 48 inci maddesindeki hükümlere göre değerlendirilme yapılması gerekmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Genel ve özel şartlar" başlıklı 48/A5 bendinde ise; "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (… ) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak." hükmüne yer verilmek suretiyle, sayma yöntemi ile belirlenen suçlar dışındaki kasten işlenen suçlarda bir veya daha fazla hapis cezası alanların Devlet memuriyetine alınmayacağı ifade edilmiştir.
Diğer yandan, 22/5/1930 tarihli ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun " Firar ve cezası" başlıklı 66 ncı maddesinin birinci fıkrasında; "1) Aşağıda yazılı askeri şahıslar bir yıldan üç yıla kadar hapsolunur:
…
b) Kıt'asından veya görevini yapmakta olduğu yerden izin, istirahat veya hava değişimi alarak ayrılanlardan, dönmeye mecbur bulundukları günden itibaren altı gün içerisinde özürsüz olarak gelmeyenler, …" hükmüne yer verilmiş olup, söz konusu hükme göre ilgili hakkında Kara Kuvvetleri Komutanlığı 9 uncu Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından iddianame hazırlanmasına rağmen, yetkili mahkeme tarafından henüz bir yargı kararı verilmediği tespit edilmiştir.
Öte yandan, 7/10/1920 tarihli ve 15395 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Askeri Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararında; "…yalnız askerler tarafından işlenebilen suçlar, hem failinin yalnızca asker olabilmesi, hem de suçun tüm unsurları ve cezalarının yalnız Askeri Ceza Kanununda yer alması nedenleriyle "Sırf Askeri Suç" niteliğini kazanmaktadır." ifadesine yer verilmiştir.
Söz konusu Kararda, askeri ceza hukuku ile ilgili doktrine de yer verilerek, firar, izin tecavüzü, emre itaatsizlik gibi tamamiyle askeri mahiyette olan bir hizmet veya vazife ihlalinin sırf askeri suçu oluşturduğu ve "sırf askeri suç" gibi hususi suçların, ancak belirli bir meslek adamı tarafından işlenebilen ve belirli bir meslek ödeviyle ilgisi olan suçlar olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar uyarınca; İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Radyoloji Anabilim Dalında uzmanlık ihtisası yapmaya hak kazanan …’nın, söz konusu ihtisası tamamlamak üzere anılan Üniversiteye araştırma görevlisi olarak atanmasının, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmaması nedeniyle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48/A5 maddesine göre mümkün bulunduğu mütalaa edilmektedir.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.