Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasının Memuriyete Etkisi
Memur olarak çalışmakta iken dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan işine son verilen personelin itirazı sonucu mahkemece hakkında hükmün açıklamasının geri bırakılmasının karar verildiğinden bahisle görüş sorulmuştur.
Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğünce verilen görüşü sizler için inceledik.
Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde, "...
5. Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.
..." hükmü,
98 inci maddesinde, "Devlet memurlarının
a) Bu kanun hükümlerine göre memurluktan çıkarılması;
b) Memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi;
c) Memurluktan çekilmesi; ç) İstek, yaş haddi, malûllük sebeplerinden biri ile emekliye ayrılması;
d) Ölümü;
hallerinde memurluğu sona erer." hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere, mevzuat “mahkum olmamak” şartını aramakta olup, hükmün açıklamasının geri bırakılması müessesesi ise “sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmaması” anlamına gelmektedir. Nitekim aşağıda yer verilen bazı yüksek mahkeme kararları da bu hususa işaret etmektedir:
"Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu günümüzde Batı Avrupa ülkelerinin çoğunun ceza mevzuatında yer alan bir kurumdur. Özellikle 1950’li yıllardan sonra Kıta Avrupası ceza hukukuna girmiş olan bu kurum, ilk olarak Anglo-Sakson hukukunda ortaya çıkmıştır. Bu kurum, yargılanması tamamlanmış olan sanığın belli bir süre denetim altında tutulması esasına dayanır. Hâkim, sanığın suçluluk ve kusurluluğunu saptamakla beraber cezaya hükmetmeyi geriye bırakmakta ve onu belirli bir süre içinde denetim altında tutmaktadır. Tabi tutulduğu denetim süresi içinde davranışları olumlu bulunduğu takdirde sanık için bir mahkumiyet kararı verilmemektedir. Böylece deneme süresini başarıyla geçirmiş olan sanık, hükümlü olma süreci dışına çıkarılmaktadır. Sanıkların toplumda suçlu olarak damgalanmaması ve topluma normal bireyler olarak tekrar kazandırılması kurumun temel amaçlarındandır." (Anayasa Mahkemesi, E:2012/9, K:2012/103, T:05/07/2012)
"Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır." (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E:2009/3-64, K:2009/83, T:07/04/2009)
Diğer taraftan, ilgilinin memuriyetinin "Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi" hükmü gereğince sonlandırıldığı anlaşılmaktadır. İlgilinin görevine son verildiği tarihten itibaren tekrar atanarak mali ve özlük haklarını alabilmesi ise bu idari işlemin geri alınması/ortadan kaldırılması ile mümkün bulunmaktadır.
İdari işlemin geri alınması işleminin idare tarafından yapılabileceği, hukuka aykırılığının saptanarak ortadan kaldırılması ise ilgililerin idari yargı mercilerinde açacakları iptal davaları ile mümkün bulunmaktadır.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.